İçeriğe geç

Hakime efendim denir mi ?

Hakime Efendim Denir Mi? Bir Mahkeme Salonu Hikâyesi

Bazen bir an gelir, kelimelerin gücü her şeyden daha önemli hale gelir. O an, içimizde bir şeyler konuşmak ister, ama ne söylediğimizin de bir anlam taşımasını dileriz. Adaletin, hukukla buluştuğu o mahkeme salonunda geçen bir hikâye anlatmak istiyorum size. Bir hikâye, iki farklı bakış açısını birleştiren, duygusal bir yolculuk… “Hakime efendim denir mi?” sorusunun cevabını da, belki burada bulacağız.

Bir sabah, mahkeme salonunun kapısı ardına kadar açıldığında, karşınızda bir kadın hakim vardır. Zeynep, gözlerinde yılların deneyimi ve yüzünde adaletin sorumluluğunu taşıyan bir bakışla odasına girer. O gün, bir dava görülecektir ve o dava, Zeynep’in adalet anlayışını sınayacak bir dönüm noktasıdır. Ne yazık ki, herkes onun hakim olduğunu kabullenmiş değildir.

Mahkeme salonunda, o gün karşılaştığı ilk kişi Ahmet Bey’dir. Ahmet Bey, bir iş anlaşmazlığı nedeniyle mahkemeye başvurmuş ve Zeynep’in önünde dimdik duruyordur. Zeynep, hukukun soğuk dilini herkes için eşit kılmaya çalışırken, Ahmet Bey’in gözlerinde bir tür küçümseme vardır. O, bir kadının hakim olabileceğini kabullenmekte zorlanmaktadır.

Zeynep, mahkemenin ilk kararını açıkladığında, Ahmet Bey’in gözlerinde bir şaşkınlık ve hafif bir öfke fark eder. “Efendim, bu nasıl bir karar?” der. Ama bu sadece Zeynep’in adalet anlayışına karşı duyduğu bir itiraz değildir. Bu, belki de ona “hakim” diyen birine, “efendim” demenin bile kolay olmadığı bir toplumda, güç ilişkilerinin bir yansımasıdır.

Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Ahmet Bey’in Düşüncesi

Ahmet Bey, her zaman bir çözüm arayışındadır. O, iş dünyasında uzun yıllar geçirmiş, analitik düşünmeyi ve her şeyin bir karşılığı olması gerektiğini savunan biridir. Ona göre, bir iş anlaşmazlığında verilecek kararlar, herkesin bildiği kurallara dayanmalı ve bu kurallar hiçbir şekilde değişmemelidir. Mahkemede Zeynep’in karşısına geçtiğinde, bir kadının ona hükmetmesi düşüncesi bile ona yabancıdır. Kendisini, her zaman mantığa dayalı, stratejik adımlar atmaya odaklanmış bir birey olarak görür.

Zeynep’in kararına karşı çıkarken, aslında stratejik bir adım atmaktadır. Onun için, hakimin cinsiyeti değil, verdiği kararın mantıklı olup olmadığı önemlidir. Ama yine de, Zeynep’in “efendim” dememesi ona garip gelir. Çünkü Zeynep, hakimdir ve Ahmet Bey için, hakim kelimesi onun için her şeyin ötesinde bir saygıyı gerektirir. Zeynep’in, “efendim” demeden, sadece “kararımı verdim” demesi, belki de Ahmet Bey’in bakış açısını biraz daha zorlaştırır.

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı: Zeynep’in Adalet Arayışı

Zeynep, kadın bir hakim olarak, her zaman adaletin sadece soğuk bir kural değil, aynı zamanda insanlık olduğunu düşünür. Bir karar verirken, her iki tarafın da duygularını anlamaya çalışır. Mahkeme salonundaki ortamı bazen yumuşatmak için, bazen de keskinleştirmek için doğru kelimeleri kullanır. Ama Zeynep için en önemli şey, insanların hikâyelerini dinlemek, onların acılarını anlamaktır.

Ahmet Bey, Zeynep’in kararını duyduğunda, duygusal bir şekilde itiraz etmeye başlar. Ancak Zeynep, yalnızca hukuku değil, insanı da göz önünde bulundurur. Bu noktada Zeynep, empati gücünü devreye sokar ve “Efendim” kelimesi, bir saygı göstergesinden daha fazlasıdır. Zeynep için “efendim” demek, yalnızca cinsiyetin ya da pozisyonun ötesinde bir anlam taşır. Bu, her bireye bir değer atfettiğini, her kararında insanları anlama arzusunu ifade eder. Mahkemede bir hakim olarak, Zeynep, verdiği her kararın, adaletin duygusal ve toplumsal yansıması olduğunu bilir.

Zeynep ve Ahmet Bey’in Buluştuğu Nokta

Zeynep, kararını verdikten sonra, mahkeme salonu bir süre sessizliğe bürünür. Zeynep’in “efendim” dememesi, Ahmet Bey’i öfkelendirebilir, fakat Zeynep’in içinde taşıdığı gücü ve adalet anlayışını fark ettiğinde, aslında “efendim” demenin sadece bir kelime değil, bir değer olduğunu anlar.

Bütün bu süreç boyunca Zeynep ve Ahmet Bey arasında geçen diyalog, bir bakış açısının ötesine geçer. Zeynep, her kararını vicdanıyla verirken, Ahmet Bey, adaletin yalnızca stratejik bir yargılama olmadığını fark eder. “Efendim” demek, hakimin sadece pozisyonunu değil, toplumda oynadığı rolü de onurlandırmaktır.

Sonuç: “Efendim” Mi, Yoksa “Sayın Hakim” Mi?

Peki, hakime efendim denir mi? Belki de sorunun cevabı, her ikisinin de ötesindedir. Saygı, sadece kelimelerde değil, her davranışta, her kararın içinde gizlidir. Bu hikâye üzerinden düşündüğümüzde, bir hakim sadece hukukun koruyucusu değil, toplumun vicdanıdır. Ahmet Bey’in Zeynep’e “efendim” dememesi, aslında adaletin sadece bir kurallar bütününden ibaret olmadığını gösterir.

Siz ne düşünüyorsunuz? Hakime “efendim” denmesi gerektiğini düşünüyor musunuz, yoksa bu sadece kelimelerle sınırlı bir saygı mı? Yorumlarınızı bizimle paylaşarak, Zeynep ve Ahmet Bey’in hikâyesine katılın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
pubg mobile ucbetkomilbet güncel giriş adresibetkom